Bir yerden başlamalı aslında. Kıyıya vuran acılar, düze çıkan yollar, uyku tutmayan afili geceler, her şarkıda akla gelen yapılan küçük hatalar. Bin yıl akmış bir ırmak biliyordur değil mi yatağını, çevresini, yöresini? Öğrenmiştir o kadarını. Lazım da gerçi. Nerede coşacak, nerede kaynayacak, nerede durup, nereden bırakacak kendini. Bilir elbet, bilmeli. Ben öğrenemiyorum seni. Hallerin, tavırların, söylediklerin ve de söylemediklerin. Her şey ile oradasın ve ben ne o ırmağı ne de o yatağı bildiğimi söyleyemiyorum işte.
29 Ağustos 2014 Cuma
27 Ağustos 2014 Çarşamba
Alakasız Bir Yerden Gitti Yol
Uzak, çok uzakların tozu kalmış üstümde. Buradan doğmuş, oradan batmış bir güneşin alnından geçti bugün tenim. Bugün uzak, çok uzakları özledim ve susadım gözlerindeki huzura. Bugün, kurumuş bir ırmakta yıkadım ayaklarımı. Ölmüş çocuklarla şarkı söyledim. Tozunu silkeleyip atamadım uzaklığımın.
25 Ağustos 2014 Pazartesi
Zonklayan Bir İsme
Bazı isimler vardır, hani hangi dilde olduğu değil de neyi hatırlattığı öenmli olur sizin için. Hani fidel deyince amerikanın sekizyüz küsür denemesine rağmen öldüremediği bir gerilla komutanı gibi, Feride denince uzun bir şiir gibi, Arkadaş denince yarım kalmış bir şiir gibi, Ayten denince illa akla milyon kere Ayten dizesinin gelişi gibi çoğalır örnekler istemediğiniz kadar. Ethel adı da nedense bana hep yarım bir aşk şiiri gibi gelir, mitolojiden unutulmuş, boş verilmiş ama çok önemli bir karakter gibi.
15 Ağustos 2014 Cuma
Sancı
Tüm işler bitmişti,
Derme çatma bir dinlence
Rüzgarını savurup zamanın ortasına
Saçlarından bir sancak yapsana bana
Derme çatma bir dinlence
Rüzgarını savurup zamanın ortasına
Saçlarından bir sancak yapsana bana
5 Ağustos 2014 Salı
bazen kendisi için yaşar insan
bazen hani bir şey dolanır kalır boğazına. ne, ne diyeceğini bilirsin, ne de bir durum içine girebilirsin. öylece bomboş bakakalırsın. bir şeylerle uğraşır, zamanı ve o boğazındaki yutkunamama hali geçsin istersin. dokunsalar ağlayacak, konuşmaya başlasan içinde biriktirdiğin her şey orta yere saçılacak gibi hissedersin. ne uygun kelimeni bulur, ne de uygun hali kendine biçersin. kaçmak istersin herkesten ve her şeyden. içinde köhnemiş bir gece kalmıştır bir onu bilirsin. içinde o köhnemiş gecenin nemli kokusu sinmiş ve her şeyi de kendi gibi irinli bir bulaşığa çevirmiştir. dokunsalar ağlayacaksın oysa biliyorsun. üstelik iyi de geleceğini biliyorsun. biliyorsun ki o kirli gece bir düşse o yapışıp kaldığı kir ile, bir ağlansa temiz bir güne, her şey daha berrak, her yer daha aydınlık.
4 Ağustos 2014 Pazartesi
Kağıt
Kağıt gemilerin kaptanıydım bir süre
İç denizlerinden akıp gelen akıntıya meyletmiş
Aklımın tutulması boşuna değil aslında
Yunuslara çektirilmiş niyetim
İç denizlerinden akıp gelen akıntıya meyletmiş
Aklımın tutulması boşuna değil aslında
Yunuslara çektirilmiş niyetim
Aklımda
Sen geçtin yine belli ki
Aklıma karışan saçlarınla
Küçük kız serçe parmağında aklım
Tutuşturulmuş bir yalınlık
Tutuşturulmuş bir yalınlık
çattı pattı kaç attı?
çattı pattı kaç attı?
14!
bilemedin.
çocukluğumuzu vurdular.
kırmızı fuları ile devletin bekasında oynamış çocuk
incinmiş sonra paletler, göz yaşartıcı bombalar, silahlar
2 Ağustos 2014 Cumartesi
Kartaca
Bazen maviler dökülüyor avuçlarımdan
Düştüğü yerde bir okyanus
Bir kartacalı gök ediniyorum o zaman
Büyük iskender çocuk hala
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)