Eski bir günden geçiyorum. Yarım kalmış sözleri. karşılaşılmış eski arkadaşları, etki alanı sınırlandırılmış yanıtlarıyla. duruyorum bir sokağın ortasında. Sesler, yüzler, soruları malum yalnızlıklar.
24 Eylül 2015 Perşembe
14 Eylül 2015 Pazartesi
Yarı Ölümlü
En olmaz yerindeyim dünyanın. Issızlığını tenimde duymadığım yer yok. İki değirmi taşı arasında ufalana ufalana tükeniyorum. Acıyan, ağrıyan bir yer oluyor tenimde sonra. Bir gün cevap alamayacağım monologlarım olmasına korkuyorum en çok. En çok boşluğa konuşmaya. Bilmezler içinde bir boşluk taşımayanlar, boşluğa konuşmanın çaresizliğini.
12 Eylül 2015 Cumartesi
Yerden Yüksek
Yerden yüksek oynarken fark ettik ilkin uzaklığı. yerden ne kadar uzaksan, o kadar güvendeydin sanki. Sonra fark ettin ki yerden ne kadar uzaksan o kadar da güvenliksiz bir haldesin. Adı üzerinde uzak bu, ne kadar artarsa o kadar tekinsiz. En çok da uzaktaki kadınının görülmemiş güzelliği (mecazi değil bu) tedirgin eder insanı. korkuyla bilenir, korkuyla soluk alırsın bir zaman. En çok neyden korktuğunu bile bilmezsin üstelik. Hayatına girişi mi, hayatından geldiği gibi gidebileceği gerçeği mi?
Birden Bire
Bir kadının dudağından dökülen en güzel kelimedir belki çoğul bir bizlik. Şunu da yapalım mı? da ki o gizli özne olma haliniz. En sevdiğiniz halinizdir zaten, şimdiki zaman içinde, bir kadının aklından geçen bir cümlede gizli de olsa özne olma haliniz. Uyuyalım mı? Öpmek yok. Peki ya burnunu saçlarının arasına gömüp, tek duyduğu koku saçların kalana kadar öylece durmak? serbesttir bu, zaten akla da gelmemiştir kendisi uyurken oturup ezber ettiğini suretini.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)