22 Nisan 2014 Salı
küçük kara balığa
küçük kara balık olmalı adın. tabi öyle olmalı. hayatını, yaşamı, durduğu yeri, dünyayı, insanları, sonu olan her şeyi sorgulayan herkes, her şey gibi. küçük kara balık gibi kendi derende yaşamaktan yorgunsun sende. kendi çelişkilerin, peşinden koşmak istediğin kendi hayallerin. ah kimse görmedi mi gözlerindeki o kırık hayalleri? ışıltıyla bakıyorsun mesela bir çocuğa bakarken, gözlerinin içi gülüyor o hasrete. ne kadar ben istemem ki dese de dilin, içinde, yüreğine yakın bir yerde o beklenti öyle büyük ki.
sabır
taş üstüne bir şey yazmak lazım şimdi
katı ve zamana yenilmeyen
sabırlı bir şey yazılmalı şimdi
bin yıllık bir granite bir an gibi
kaburga
bir ağırlık tam göğsümün üstünde,
kaburgamdan söküldüğün yer ağırlaşıyor yokluğuna.
akla ilk gelen gitmek biliyorum
ben hep kalmayı seçiyorum
20 Nisan 2014 Pazar
bunaltı
yürümek şimdi. başıboş bir sarı yaprağı nereye sürüklerse rüzgar peşi sıra. yürümek kırların şehirleri kucakladığı sınırda. bir deli çizğinin tüm renklerinde. adım batsın denizin en derin yerinde. içinde, üstünde büyüyüversin mercanlar. resif olsam. mercanlar kaplasa yüz görümlüğü bir gecemi. düşsem düşlerimden yere sonra. uyansam yere santimler kala (hep öyle olur ya, var olsun evrimin genlerime işlediği iz). bir deniz yıldızından beni ayıranın genlerimin sayısı ile yerlerinin farkı olması ne saçma.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)